Borkça Masaj Salonu

Beni kollarına alıyor. Gece birden başka bir havaya bürünüyor; bir başka gece daha varmış gibi, çok genç yürekleri, çok yaşlı bedenlerde yatıştıran bir başka gece. Parmaklarını gözkapaklarıma dokundurabilmen için gözlerimi yumuyorum. Boğazıma bir şeylerin düğümlendiğini hissediyorum, çünkü bedenimizdeki dokularm yaşlanmasının da bir sınırı var. Laura, kırk beş senedir ilk âşık olduğum kadmla evlenmeyi umuyorum. Bir köy kilisesi, belediye başkam, hanımlar, beyler, parmağımda yüzük, tümüyle temiz bir ‘evet’: Tanrım, kendimi yine yaratmaya ne büyük bir gerek duyuyorum! çömez bir damat olacağım, sana söz veriyorum, ilk kere benzer biçimde olacak, Bretagne’da bir yerlerde -yağmur yağması ve bizi içeri hapsetmesi için seçtim orayı- ve her yerde ilkbahar, sana çok yakışan, güz gecelerinin aralarında fısıl-daştıklan yitirilmiş vatan olan ilkbahar. Borkça Masaj Salonu

Borkça Masaj Salonu

Uyumamak için kendi kendimle savaşıyorum, çünkü duyarlılığın azaldığı ve insanın mutluluğu neredeyse yakalayabileceği yarı.Uyku durumundayım. uzatabilirim: İdeal âşık rolün-deyim doğrusu. “Oh sen, sen! Sen!” İşi bitirmeyi beceremeyen altmışlık bir âşık bulun kendinize, sizi doyuma ulaştıracağından emin olabilirsiniz. “Şu Jacques Rainier… Öyle anlaşılıyor ki hâlâ azgın…” yeniden su doldurup, buzlu bidenin içinde oturur durumda uzun süre kalıyorum. Borkça Masaj Salonu Yumurtalıklarıma aralıklarla saplanan kılıcın verdiği sana giderek azalıp kesiliyor. Ne var ki, kamışımın altıyla anüs arasındaki bölgede taş gibi bir ağırlık kalıyor.

Saatime bakmadım fakat Laura ağırdan alıyordu ve sevişmemizin en az yirmi dakika sürmüş olması gerekiyor. Boşalmayı başarabilmiş olsaydım, bu beni rahatlatacakta. Üretraya parmağımı bastırıyorum, kan izi yok. Ne var ki kamışımın derisi, sürtünmeden dolayı iyice tahriş olmuş. İşte yine başlıyor. Anüsün içinde bir yere ve kasığımın sol yanına müthiş bir sancı giriyor; bedenimin mekanizması esaslı bir darbe yemiş durumda. Öncekinden daha az salgı var, Borkça Masaj Salonu prostat sıvısı azaldı, yeteri kadar yağlı değil, kuru çalışıyor. Trillac’in bana verdiği reçeteyi atmakla hata ettim. Yarın sabah, hizmetçime telefon edip, reçeteyi çöp kutusunda bulmasını ve eczacıya götürmesini söyleyeceğim. Yetilerimden yoksun kalmak istemiyorum. Kalkıyorum, kurulanıyorum; yüzümde gülen bir ifade var sanki.